Sevgili okurlarımız, geçtiğimiz günlerde Steam yaz indirimi tarihinin sızdırıldığını söylemiştik. O haberimize buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Hazır yaz indirimi yaklaşırken şimdiden istek listenize ekleyebileceğiniz oyunları sıralamak istedim. Gabe Newell’ın cebi dolacak, oyuncuların yüzü gülecek, “Abi indirimde GTA V alacağım da sistemim kaldırır mı?” soruları forumları dolduracak. Ya da doldurmayacak. Çünkü artık herkeste var malum. İsterseniz hemen listemize geçelim.
Şöyle de bir not geçmekte fayda var. Bu listedeki oyunlar herhangi bir sıralamaya göre yazılmamıştır. Tamamen rastgele şekilde sıralanmıştır.
Batman: Arkham Serisi
DC evreninde şüphesiz “En karanlık hikayeye ve evrene sahip olan karakter kim?” sorusu sorulduğunda herkes Batman cevabını verir. Rocksteady ise bu evreni çok güzel bir şekilde oyuna yansıtmayı başardı. Karakterleri, evreni, Gotham City’i hatta diyalogları eksiksiz video oyunu dünyasına sundu. Oyunun dikkat çeken noktası ise dövüş mekanikleri. Tatmin edici bitirici vuruşlar, Batman’in kullandığı ekipmanlar derken biz oyuncuları mahallenin en güzel kızını görmüş delikanlılara dönüştürmeyi başarıyor. İndirimde gözünüz kapalı şekilde satın alabileceğiniz oyun serilerinden birisidir Batman: Arkham serisi. Yaz indirimi geldiğinde alınız oynayınız efendim.
Call of Duty Serisi
Eminim ki çoğunuz en azından bir tane Call of Duty oyunu oynayıp bitirmiştir. Eğer nostalji yapmak veya seride oynamadığınız oyunları oynamak istiyorsanız yaz indirimi size bu fırsatı sizlere sunuyor. Çünkü Steam’de Call of Duty serisi çok nadiren indirime giren, girse de çok az indirime giren bir seri. Call of Duty ile kahraman Amerika’nın maceralarına tanık olun! Kötü Ruslar, kahraman Amerika, Dünya’yı kurtarıyorlar falan. Biliyorsunuz zaten. Zaten hikayesi için değil, karakterleri ve abartı aksiyonu için oynuyoruz bu oyunu.
DOOM Serisi
Bu listede DOOM’dan bahsetmezsem olmazdı. Eğer bu serinin hiçbir oyununu bir kez olsa bile oynamamışsanız derhal mağarada- Öhöm. Bu fırsatı kaçırmayın deriz. Mars’ta UAC adlı bir araştırma üssünde ters giden deneyler sonucunda cehenneme açılan portal vasıtasıyla Mars’ı iblis ordusu basıyor. Sizin işiniz ise Doomguy olarak bütün iblislerin kökünü kazımaktır. 1993 senesinde Id Software tarafından geliştirilen oyun, hala da taş gibi oyuncularının karşısına çıkmaya devam ediyor. Tabi o zamanki kadar sallayan yok şimdi oyunu ama siz yine de oynayın! Ömründe bir kez olsa bile DOOM oynamayan adama kız vermiyorlarmış. Ipmler söyledi.
The Elder Scrolls V: Skyrim
Bu oyunu büyük ihtimalle gördüğünüzde şaşırdınız. Çünkü ülkemizdeki oyuncular Skyrim’i gerek orijinal olarak, gerekse de illegal yollarla bu oyunu sömürdük. Fakat yine de benim gibi bu oyunla yeni tanışmış veya tanışmak isteyenler için biraz Skyrim övelim! Belki Bethesda abimiz bize bir güzellik yapar… Öhöm! Skyrim aslında bakıldığı zaman teknik açıdan çok zayıf bir oyun gibi gözükebilir. Hatta gözükebilir değil gerçekten zayıf bir oyun. Fakat müzikleri, görevleri, hikayesi, oynanış mekanikleri derken oyun bu teknik problemleri oyuncuların gözünde yok etmeyi başardı. Dragonborn olarak başladığınız bu maceranızda Dragonborn olma dışında savaşçı, büyücü, suikastçı olma gibi olanakları size sunuyor Skyrim. Geniş yetenek ağaçları, çeşitli düşman tipleri, ejderhalar, yan görevleri ve keşfedilecek onlarca mekan sizleri bekliyor bu oyunda. Ayrıca onlarca mod ile oyunun içeriğini zenginleştirip oynanış saatinizi 10 kat yukarıya çıkarabilirsiniz. Ülkemizdeki oyuncular öyle sevdiler ki oyunu, Dragonborn adlı şarkıyı kendilerince Türkçe’ye bile çevirdiler. Hala da dinlerken tüylerim diken diken olur. Yaz indirimi geldiğinde bir şans verin derim.
The Forest
Bu oyun da aslında ülkemizde Skyrim kadar olmasa da popüler bir oyun. Forest, bir hayatta kalma oyunudur. Oyun en çok gerçekçiliği ve hikayesiyle meşhur oldu. Oyunun Co-op oynama seçeneği ile arkadaşlarınızla dayanışmanın, hırsın ve hayatta kalma duygularını damarlarınızda hissedeceksiniz. Oyunda en büyük düşmanlarınız yamyamlar. Onlardan kemik elde edip zırh yapmak, yamyamları yemek veya küçük hayvanlar için (Tabi kocaman bir kertenkeleyi küçük hayvandan sayarsanız.) kapan yapmak ve daha fazlasını Forest adlı oyunda yapabilirsiniz. Eğer bu karantina günlerinde arkadaşlarınızla güzel vakitler geçirmek istiyorsanız The Forest tam size göre efendim. Forest’i listenize eklemek veya erkenden satın almak istiyorsanız buraya tıklamanız yeterli olacaktır efendim! Buyurun oynayın!
Grand Theft Auto Serisi
Kim eskilere dönüp Vice City sokaklarında gezmek istemez ki? Ya da Epic Games düşmanı olup kim Steam’den Grand Theft Auto V satın alıp tarafını belli etmek istemez ki? Şaka bir yana hem nostalji için hem de yeni nesil Grand Theft Auto oyunlarını oynamak için bu yaz sizin için mükemmel bir fırsat var. Amerika’nın parodi şehirlerinde kaos yaratıp sokakların hakimiyetini kazanabilirsiniz. Oyunun ağzına kadar aksiyon dolu görev dizaynına kendinizi kaptırırken karantina günlerinin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile. Sanırsam Grand Theft Auto serisini Türk oyuncularına tanıtmak biraz kaba bir hamle olur. Kaçırmayın derim.
Half-Life Serisi
Steam sahibi olup da en azından bir Half-Life oyunu satın almış olmanız lazım. Fakat kaçırdıysanız veya devam oyunlarını satın almak istiyorsanız bu fırsat kaçmaz. Hazır Half-Life: Alyx çıkmışken serinin diğer oyunlarına bir göz atabilirsiniz. Half-Life, Black Mesa adlı araştırma merkezinde profesör olarak çalışan Gordon Freeman’ın ters giden deneyler sonucunda uzaylı istilasından kurtulmasını ele almıştır. Eğer bir bilim kurgu hayranıysanız hiç beklemeden satın alın derim. Zaten indirimde 1 TL gibi sudan ucuz fiyatlara düştüğünü görebilirsiniz.
Hotline Miami
Eğer Vaporwave temalı müzikler ve oyunlar ilginizi çekiyorsa Hotline Miami serisi tam size göre. Kullandığı renk paletlerinden tutun da müziklerine kadar her şey retro temalı. 1980’lerde geçen oyunda kuş bakışı açısından bölüm bölüm rakiplerimizi öldürüyoruz. Elbet bir hikayesi var fakat bunu, siz Vaporwave severlerin denemesini istiyorum efendim! Listeye eklediyseniz eğer siliyorum tahtayı.
Cuphead
Dark Souls oynarken zorlanıyor musunuz? Bloodborne çekilmez hale mi geldi? Sekiro: Shadows Die Twice illallah mı ettirdi? Bence o oyunlara dönüp ettiğiniz küfürlerden dolayı özür dilemeniz lazım. Çünkü Cuphead saydığım bütün oyunlardan daha zor. Cuphead, görüp görebileceğiniz en zor boss savaşları içeren oyun diyebilirim. Ekranda bir ton cıvıl cıvıl şeyden kaçarken bir yandan da bossları öldürmeye çalışıyorsunuz. Fakat bossları öldürdüğünüzde çıkan KNOCKOUT yazısı ve sizi 1930’ların müzikleriyle baş başa bırakmasına değer nitelikte bir zorluk. Oyun zorluğuyla meşhur demiştim ya, oyunun görselliği ise asıl meşhur olan kısmı. Oyun tıpkı 1930’ların çizgi filmleri gibi gözüküyor. Animasyonları, müzikleri, ses efektleri bile o dönemden alınma. Bazı boss karakterler gerçek hayattaki çizgi film karakterlerinden esinlenilmiş hatta. Eğer ki oyunlarda zorluk arıyorsanız veya mazoşist bir insansanız sizi Cuphead oynamaya davet ediyorum.
LEGO Oyunları
En sevdiğiniz filmlerin tatlı ve komik versiyonlarını kim oynamak istemez? İşte bu durumda LEGO oyunları devreye giriyor. Batman’den tutun da Jurassic Park’a kadar ciddi diyebileceğimiz bütün film ve karakterler, LEGO dünyasında yaramaz çocuklara dönüşüyor. Biraz cep yakan LEGO oyunlarını bu yaz indirimde hemen alın derim. Üstelik sevdikleriniz ile güzel vakit geçirmek için 2 kişilik modu bile mevcut. Küçük kardeşinizi yanınıza alın ve oyunun keyfini çıkarın.
Max Payne Serisi
2001 yılında Matrix adlı filmden esinlenerek yapılan TPS yani Third Person Shooter olarak adlandırabileceğimiz Max Payne, Remedy tarafından piyasaya çıktı. Karısını ve çocuğunun cinayetinden bir uyuşturucu çetesini sorumlu tutan Max, intikam için yol alır. Oyunun oynanışı az önce de bahsettiğimiz gibi Matrix adlı filme benziyor. Zamanı yavaşlatıp mermiler arasından sıyrılıp düşmanlarınızı rahatlıkla indirebiliyorsunuz. Hikaye korku, gerilim, polisiye, aksiyon ve az da olsa mizah barındırıyor. Ara sahnelerin tıpkı çizgi romanlar gibi dizayn edildiği oyunun yönetmen koltuğunda Sam Lake oturuyor. Daha sonra 2003 yılında Rockstar Games, Remedy’le beraber oyunun ruhunu alıp bambaşka diyarlara götürüyor. İşin içine aşk, intikam ve ihanet girince bizim Max’in hikayesi daha da alengirli bir hal alıyor. Oyuncuların sevgisini kazanan seri uzun süre uykuya daldıktan sonra 2012 senesinde Max Payne 3 piyasaya sürülüyor. Bu oyun bir Max Payne oyunundan çok Grand Theft Auto V demosu gibi duruyordu. Hem oyunun ruhunu taşımıyor, hem de eski oyundan kimseleri göremiyoruz. Bu sefer hikaye tamamen basitleştirilmiş ve Max’in olaylarından bağımsız saçma bir hale bürünmüştür. Değişen tek şey hikaye değil, Max’in kişiliğidir. Zavallı konumunda gezen Max’i yönetme kısmı eğlenceli. Çünkü oynanışı tam tadında yapmışlar. Sırf bazen adam vurmak için oyuna girdiğiniz zamanlar olacaktır. Hikaye için Max Payne 1-2, oynanış için Max Payne 3’ü öneririz.
Metro Serisi
Hazır karantina varken, dışarıda tehlikeli bir virüs dolaşırken kendinizi boşu boşuna bir kıyamet senaryosuna kaptırmak istiyorsanız eğer Metro serisini oynamanızı şiddetle öneririm. Oyunumuz 2033 yılında Rusya’da geçiyor. Bir nükleer bomba saldırısından sonra tüm ülke cehenneme dönüyor. İnsanlar mutantlara dönüşüyor ve insanlar hayatta kalmak için metrolara yerleşiyor. Metroda hayatta kalmaya çalışan Artyom’u yönettiğimiz oyunda Naziler, mutantlar, iblisler ve çetelerle savaşıyoruz. Hikayenin detaylarını bizzat deneyimlemeniz için girmeyeceğim. Oyundaki silahlar ise post apokaliptik dünyaya uygun nitelikte. Kim bilir belki yaz indirimine doğru bu virüs olayları yok denecek kadar az olur ama yine de FPS severler için alın oynayın derim.
hoi4 de eklenebilir çok eğlenceli,öğrenilince