Serinin 8. ana oyunu Resident Evil: Village çıkışa yaklaşırken, Resident Evil yepyeni bir film ve dizi çıkarma yolunda adım adım ilerliyor. Aşina olduğumuz karakterlerle ayrı bir hikaye çizen eski filmlerin aksine Resident Evil: Welcome to Racoon City, oyun serisinin efsaneleşmiş ilk iki oyununa sadık kalmayı planlıyor. Hayranlar bir yandan heyecanlanıp bir yandan kötü bir adaptasyon görmenin korkusunu yaşarken film şimdiden oyuncu kadrosundan bir onay almış durumda.
Resident Evil Village Sistem Gereksinimleri
Collider Genel Yayın Yönetmeni Steve Weintraub, SAS: Red Notice filmindeki rolünün ardından Tom Hopper ile bir röportaj gerçekleştirdi. Serinin soğukkanlı, hırslı, ölümcül ve ikonik kötüsünü; Albert Wesker‘ı oynayan Hopper, karakteri hakkındaki düşüncelerini ve onu nasıl ekranda daha gerçekçi gösterdiğine dair fikrini paylaştı.
Oyunun hayranlarının mutlu olacağını düşünmemin yanında bizim bu karakterleri elimizden geldiğince gerçekçi ve yere sağlam basacak şekilde yapmak istediğimizin farkına varmalılar… Oyundaki Wesker‘ın kesinlikle Matrix‘den [Agent] Smith tarzı bir fikirde olduğunu hissediyorum. Onun daha üç boyutlu ve ahlaki üstünlüğe sahip olmasını istedim. Oyunda olduğu kadar kesik ve kuru değil. Burada Wesker‘ın kökenine dair, birçok oyunda gördüğümüz haline dönüşmeden önce belki nasıl biri olduğuna dair, bir element var. Fakat artistik bir bakış açısından oyunların buna fazlasıyla etki ettiğini düşünüyorum. Kesinlikle filmi çekerken ‘Dostum, gerçekten oyun gibi hissettiriyor.’ diye düşünmem sanatsal bir şey. Hayranların bundan güzel bir şey almasını, oyun artı fazlası olduğunu anlamalarını umuyorum. Artı karakterlerin derinliğine dair fazlası.
Hopper‘ın, Johannes Roberts‘ın oyunlara sadık bir ortam yaratmaya çalıştığı sanatsal kısım hakkındaki düşüncelerine bakacak olursak, aktör fazlasıyla memnun görünüyor. Hopper, Spencer Malikanesi setine adım attığındaki düşüncelerini “VR dünyalarına gittiğin VR şeylerinin içine girmek gibiydi. Benzediği şey buydu, oyunu oynamak gibiydi. En büyük sebebi de silahlarımız ve eşyalarımızla teçhizatımızı kuşanmıştık, bayağı havalıydı… Hepimiz birbirimize baktık ve ‘Çok havalı’ dedik.” ifadeleriyle belirtiyor. Ayrıca Roberts tarafından yazılan bu senaryonun gerçekliğiyle ilgili düşüncelerine devam ediyor.
Daha eski filmler var ve düşünüyordum ki ‘Bu nasıl farklı olacak?’ Ekibim tarafından bana söylenen şey ‘Bu eskiye dönmek gibi, tamamen yeni bir başlangıç ve oyunun hayranlarını memnun etmeyi umarız ki deneyip başaracak bir film.’ Okuduğumda senaryo oyunlardan birininmiş gibi hissettirdi. Daha pis ve daha sürükleyici hissettirdi. Raccoon City içinde bulunmak için acımasız bir mekan gibi hissettirdi ve anında herhangi bir şeyden daha fazla bağlı olduğum bir dünya olduğunu hissettim. Amerika’da bu tip kasabalar gördüm. Bunun bağlı olmamı sağlayan, beni heyecanlandıran şey olduğunu düşünüyorum. Oyunun etkisi altında olsan da kendinden bir şeyler bularak yaşayabileceğin bir mekan gibi hissettirdi.
Karaktere ve filme odaklanma süreci için Roberts‘ın verdiği araştırma kaynağını aktör şu şekilde açıklıyor: “‘Senden istediğim tek şey oyunun içine girmen, oyunu oynaman.’ ‘Bir film için yaptığım en iyi araştırma bu. Harika bir şey, sadece gidip bir oyun oynamam gerek.’ diye düşündüm. Eski PlayStation‘ı çıkardım, oyunu aldım ve oynamaya başladım. Söylemem gerekir, en az bir kez altıma sıçtım. İnanılmaz derecede korkunçtu.” Aktör ayrıca bir video oyununun nasıl ortalama bir filmden daha sürükleyici olduğunu ve bunu filme yansıtma çabalarını “Filmde bunu yapmaya çalıştık. Seyirciye o hissi, içinde bulunduğun, dahil olduğun bir korku hissiyatını vermeye çalıştığımızı düşünüyorum.” ifadeleriyle açıkladı.
Hopper‘ın ifadeleriyle ‘fazlasıyla şiddetli’ olan, Johannes Roberts‘ın Resident Evil film serisine yeni bir yorum getireceği Resident Evil: Welcome to Raccoon City 3 Eylül 2021’de çıkışını yapacak.